Uncategorized

Yanan Sadece Ormanlar Değil…

Yaz aylarının gelmesiyle Türkiye’nin ciğerleri bir kez daha alevlere teslim oldu. Ağaçlar yanıyor, hayvanlar can veriyor, insanlar gözyaşı döküyor… Fakat bu acının ortasında, ekranlarımıza düşen her görüntü, sosyal medyada gerçeğin..

Yanan Sadece Ormanlar Değil…

Yaz aylarının gelmesiyle Türkiye’nin ciğerleri bir kez daha alevlere teslim oldu. Ağaçlar yanıyor, hayvanlar can veriyor, insanlar gözyaşı döküyor… Fakat bu acının ortasında, ekranlarımıza düşen her görüntü, sosyal medyada gerçeğin değil, çoğu zaman kurgunun ve algının bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Oysa bir yanda yangınla göğüs göğüse savaşan kahramanlar var; isimleri bilinmeyen, alkışlardan uzak, kurum içinde dahi çoğu zaman görünmez kalan insanlar.

Orman yangınları elbette sadece doğal afet değildir. Onlar aynı zamanda birer sınavdır. Devletin kriz yönetimi, toplumun duyarlılığı, medyanın sorumluluğu ve bireyin bilinci bu sınavda notunu alır. Ne yazık ki, bu yıl da bazı sınıfta kalanlar oldu.

Yangın çıkar çıkmaz sosyal medya savaş alanına döndü. “Yetersiz müdahale”, “bilerek yakıldı”, “helikopter yok”, “ormanlar rant için kül ediliyor” gibi söylemler, bilgiye dayanmaktan çok, panik ve provokasyon içeriyordu. Elbette eksik olanı eleştirmek haktır, hatta görevdir. Fakat manipülasyonla, kirli bilgilerle ve kasıtlı algı operasyonlarıyla yapılan eleştiriler sadece yangınla mücadeleyi değil, mücadele eden insanların moralini de yakar.

Bir orman işçisini, bir itfaiyeciyi, bir köylüyü düşünün… Alevlerin içinde günlerdir uykusuz, yorgun ama dirençli. O, hortumun ucunda suyu ateşe sıktığında bir yandan sosyal medyada “hiçbir şey yapılmıyor” diye yazılıyor. Oysa o sırada o işçinin ayağı yandığında, duman ciğerine dolduğunda, elindeki ekmek soğuduğunda, ne bir RT sesi ne de bir beğeni bildirimi düşüyor telefonuna. Çünkü kahramanlık, algoritmalara değil vicdana görünür olur.

Sosyal medya, gerçekleri görünür kılmak için güçlü bir araç olabilir; ama eğer dikkatli kullanılmazsa, mücadele edenlerin üzerine atılan bir gölgeye dönüşür. Her yanlış bilgi, kamuoyunun doğru tepkisini köreltir. Her kasıtlı dezenformasyon, devletin, belediyelerin ve gönüllülerin koordinasyonunu bozar. Her haksız suçlama, yangınla savaşanlara ihanettir.

Buradan bir çağrı yapmak gerekiyor: Eleştiriniz olsun, ama bilgiyle. Kızgın olun, ama adil kalın. Takip ettiğiniz hesaplar sadece yangını değil, yangına benzin döken diliyle de dikkatle izlenmeli. Çünkü bazen bir tweet, alevlerden daha hızlı yayılır ve daha çok zarar verir.

Ve unutmayalım: Bu topraklarda ormanlar yeniden yeşerecek. Ama vicdanlar bir kez yanarsa, onun külünden umut doğurmak daha zor olacak.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL